Bir ekibi veya operasyonu
yönetirken ard arda kararlar vermeniz gerekir. Küçük ya da büyük, anlık veya
geleceğe yönelik. Üstelik sıklıkla da bu kararları baskı altında vermeniz
gerekecektir. Ki karar verme başlı başına bir sorumluluk zaten.
Öte yandan kurumunuzun ve
çalışanlarınızın geleceği için sağlıklı karar vermenin de basit bir formülü
var. Karar vermeniz gereken her durumda bu 7 adımlı formülü hatırlayıp
uygulamanız hem kişisel başarınızı hem de çalıştığınız kurumun bugününü ve
geleceğini olumlu yönde etkileyecektir.
1.
Problemi Tanımlamak
Bazen ilerlemek için bir adım geri gitmek gerekir. Karşınıza
bir problem çıktığında geri çekilerek problemi etraflıca düşünmeniz, mümkün
olduğunca farklı bakış açılarıyla konuyu incelemeniz sorunun bir yönüne odaklanıp
bazı önemli detayları gözden kaçırmanızı önler.
Buna karşılaştığınız her problemi en az 3 farklı açıdan
görmeye çalışarak başlayabilirsiniz.
2.
Somut Verilere Dayanarak Karar Vermek
Çoğu insan kişisel fikirlerini ve daha önceden benzer
durumlarda yaşadığı sonuçları düşünerek karar verir. Fikirler göreceli, daha
önceki durumlar da tamamen farklı koşullarda gerçekleştiği için bu tarz
kararlar her zaman sağlıklı olmayabilir. Sezgi veya içgüdüler yerine somut,
bilimsel verilere dayanarak karar vermek her bir olayın yapısı farklı olduğu
için çok daha sağlıklıdır, hatta eğer kararınız yanlışsa bile sonrasında
üstlerinize neden böyle bir karar aldığınızı açıklarken de size faydalı olur.
3.
Statükoya Meydan Okuyun
Başlık biraz iddialı ama gerçekte o kadar da iddialı bir
hareket değil. İnsanlar genellikle içgüdüsel olarak konfor alanından çıkmamayı
tercih ettiği için daha önce benzer durumlar için verilen benzer kararları
izlerler. Ne zaman böyle bir karar almaya yakın olduğunuzu hissetseniz
kendinize “bu kararı almamın gerçek sebebi ne, acaba sadece ve sadece riske
girmemek için bu kararı alıyorum?” diye sormalısınız. Ve evet, eğer o kararı
almanızın tek sebebi riske girmemekse kararınızı tekrar gözden geçirmeli, ancak
somut veriler veya başka geçerli sebepler de bulabilirseniz o kararı
uygulamalısınız.
4.
Farklı Fikirlere Açık Olun Ama
Kendinize De Güvenin
Herhangi bir karar verme pozisyonunda olsanız da olmasanız
da etrafınızdakilere hemen her konu hakkında fikirlerini ve önerilerini sorun. Ekibinizde
çalışanları da fikirlerini söylemeleri için cesaretlendirin. Hatta mümkünse her
zaman aynı insanlara değil farklı insanlara önerilerini sorun. Zaten birinci
maddede bahsettiğimiz, bir konuya farklı bakış açılarıyla bakmanın da en
kestirme yolu bu. Günün sonunda kararı siz vereceksiniz ancak birinden daha
önce hiç aklınıza gelmemiş bir şey duyma ihtimaliniz de hep var.
5.
Riski Ölçün
Bir karar verirken olası riskleri gözden geçirirsiniz. Bu
konuda çok iyi de olabilirsiniz. Ancak tam karar verme aşamasından önce
kendinize “eğer bu yanlış bir kararsa yanlış olduğunu nasıl anlar, nasıl
ölçerim” diye sormalısınız. Bunu belki bir örnekle açıklamak daha iyi.
Diyelim ki bir süredir çalıştığınız bir ambalaj
tedarikçisini maliyet sebebiyle değiştiriyorsunuz. Kararınızın yanlışlığını
veya doğruluğunu ölçmek için;
-
İlgili tedarikçiyle iletişim kuran çalışanların
yorumlarını,
-
Ambalajların ulaştığı son kullanıcıların yorum
veya şikayetlerini,
-
Yıl veya dönem sonunda hedeflediğiniz maliyet
düşüşüne ulaşıp ulaşamadığınızı
değerlendirebilirsiniz. Aslında bunu bir egzersiz, bir beyin
fırtınası olarak görürseniz vereceğiniz kararın muhtemel risklerini de daha
doğru bir şekilde değerlendirmiş olursunız.
6.
Hatalara Takılmayın
En başarılı yöneticiler bile zaman zaman yanlış bir karar
verebilir. Daha önce vermiş olduğunuz yanlış bir karar bugün verilecek kararı
sadece “alınan dersler” olarak etkilemelidir. Her olay, her bir senaryo farklı
koşullar altında farklı sonuçlar doğurur. O yüzden önceki yanlışlara
takılmadan, sadece almanız gereken dersi alarak yola devam etmelisiniz.
7.
Kendinize Karşı Dürüst Olun
Karar verme aşamasından önce somut verilere bakmalısınız
demiştik. Ancak bunu yaparken kendi motivasyonunuzu da düşünmelisiniz. Başka
bir deyişle; zaten sezgisel olarak verdiğiniz bir karar için kanıt mı
topluyorsunuz yoksa gerçekten objektif bir şekilde verileri mi inceliyorsunuz.