Tedarik zinciri yönetimi satınalma profesyonelleri, lojistik uzmanları, tedarikçiler gibi asıl oyuncuları yanında müşteriler, tedarikçilerin tedarikçileri, nakliyecilerin outsource’ları gibi diğer üyeler de eklendikçe daha büyük ve daha karmaşık bir sistem haline geliyor. Dolayısıyla sistem ne kadar büyük ve ne kadar çok farklı fonksiyonlardan oluşuyorsa içerisinde de o kadar çok risk faktörü barındırıyor. “Ne olabilir ki” diyerek küçümsememenizi öneririz, zira konu SCRM (Suppy Chain Risk Management) adı altında, bir tedarik zinciri yapısının karşılaşabileceği sıradan ve sıradışı tüm risk faktörlerinin yönetimini içeren stratejilerin geliştirildiği bir ekol bile doğurdu. Elbette bu yazıda kurumsal düzeyde tasarlanan risk yönetimi stratejilerine girmeyeceğiz ancak en sade haliyle tedarik zinciri organizasyonlarının karşı karşıya kalabileceği riskleri listelemekte fayda var. Zira ancak ölçülebilen şeyler geliştirilebilir.
1. Tedarikçi Riskleri
Birden fazla firmanın birbirine dayanarak iş yaptığı her türlü ortam risk barındırır. Tedarik zinciri içerisinde yer alan şirketlerin de bu riskler açısından bir ayrıcalığı yok. En basitinden sipariş verilen ürünlerin zamanında sevk edilmemesi gibi problemler yanında tedarikçinin iflas etmesi, işletmesinde yangın çıkması gibi ekstrem tehlikeler de mevcut. Bu riski sıfırlamak realist bir hedef sayılmaz ancak güvenilirliğinden emin olduğunuz tedarikçilerle çalışarak ve hatta belirli bir ürün grubunu birden fazla yerden alarak azaltabilirsiniz.
2. Yasalar ve Kültürel Farklılıklar
Aslında bu biraz da tedarik zinciri içerisinde uluslararası şirketler veya kişiler içerenler için bir risk. Ya da Türkiye’nin farklı bölgeleri ile çalışanlar için. Herhangi bir tedarikçinizin, ya da size servis veren bir çalışanın yurt dışında olması sebebiyle yaşanabilecek problemler, kültürel farklar ve bunların yanlış anlaşılması, farklı yasalara tabi olma gibi etkenler tedarik zinciri içerisinde çeşitli sorunlara dönüşebilir. Bu riski minimize etmenin yolu ise faaliyet gösterilen her ülke veya bölgeye özgü yasalara ve kültürel farklılıklara hakim olmaktan geçiyor.
3. Çevresel Riskler
Deprem, sel gibi doğal afetler, terör saldırıları, yangın gibi tehlikeler... Üstelik bunların hem öngörülmesi en zor, hem de zararı en büyük risklerden olması da bir başka problem. Ve bu riski azaltmak için yapılabilecekler doğal veya insan eseri afetler durumunda bir kaçış stratejisi oluşturmaktan öteye geçemiyor. Bir de, şirket ve yaptığınız işe dair kayıtların sık sık yedeklenmesi...
4. Talep Riski
Ekonomik koşullardan değişen trendlere kadar pek çok faktör yaptığınız işin çıktısı olan ürün veya servislere olan talebi etkiliyor. Ancak en kötüsü öngöremediğiniz ve aniden değişen talepler. Bu konuda Tedarik Zinciri İçerisinde Önemli Bir Adım: 4 Maddede Talep Yönetimi yazısında bahsettiğimiz talep yönetimi adımlarını uygulayarak riski minimize edebilirsiniz.
5. Operasyonel
Riskler
6. Ekonomik
Riskler
7. Takip /
Kontrol Riskleri
8. Marka Değeri, Güvenilirliği