Tedarik Zinciri Yönetimi’nde Karşılaşılabilecek 8 Risk

Yazar: Isil Arikan ,
Eylül 09, 2018
Tedarik Zinciri Yönetimi’nde Karşılaşılabilecek 8 Risk


Tedarik zinciri yönetimi satınalma profesyonelleri, lojistik uzmanları, tedarikçiler gibi asıl oyuncuları yanında müşteriler, tedarikçilerin tedarikçileri, nakliyecilerin outsource’ları gibi diğer üyeler de eklendikçe daha büyük ve daha karmaşık bir sistem haline geliyor. Dolayısıyla sistem ne kadar büyük ve ne kadar çok farklı fonksiyonlardan oluşuyorsa içerisinde de o kadar çok risk faktörü barındırıyor. “Ne olabilir ki” diyerek küçümsememenizi öneririz, zira konu SCRM (Suppy Chain Risk Management) adı altında, bir tedarik zinciri yapısının karşılaşabileceği sıradan ve sıradışı tüm risk faktörlerinin yönetimini içeren stratejilerin geliştirildiği bir ekol bile doğurdu. Elbette bu yazıda kurumsal düzeyde tasarlanan risk yönetimi stratejilerine girmeyeceğiz ancak en sade haliyle tedarik zinciri organizasyonlarının karşı karşıya kalabileceği riskleri listelemekte fayda var. Zira ancak ölçülebilen şeyler geliştirilebilir. 

 

1.     Tedarikçi Riskleri  

Birden fazla firmanın birbirine dayanarak iş yaptığı her türlü ortam risk barındırır. Tedarik zinciri içerisinde yer alan şirketlerin de bu riskler açısından bir ayrıcalığı yok. En basitinden sipariş verilen ürünlerin zamanında sevk edilmemesi gibi problemler yanında tedarikçinin iflas etmesi, işletmesinde yangın çıkması gibi ekstrem tehlikeler de mevcut. Bu riski sıfırlamak realist bir hedef sayılmaz ancak güvenilirliğinden emin olduğunuz tedarikçilerle çalışarak ve hatta belirli bir ürün grubunu birden fazla yerden alarak azaltabilirsiniz. 

 

2.     Yasalar ve Kültürel Farklılıklar 

Aslında bu biraz da tedarik zinciri içerisinde uluslararası şirketler veya kişiler içerenler için bir risk. Ya da Türkiye’nin farklı bölgeleri ile çalışanlar için. Herhangi bir tedarikçinizin, ya da size servis veren bir çalışanın yurt dışında olması sebebiyle yaşanabilecek problemler, kültürel farklar ve bunların yanlış anlaşılması, farklı yasalara tabi olma gibi etkenler tedarik zinciri içerisinde çeşitli sorunlara dönüşebilir. Bu riski minimize etmenin yolu ise faaliyet gösterilen her ülke veya bölgeye özgü yasalara ve kültürel farklılıklara hakim olmaktan geçiyor. 

 

3.       Çevresel Riskler 

Deprem, sel gibi doğal afetler, terör saldırıları, yangın gibi tehlikeler... Üstelik bunların hem öngörülmesi en zor, hem de zararı en büyük risklerden olması da bir başka problem. Ve bu riski azaltmak için yapılabilecekler doğal veya insan eseri afetler durumunda bir kaçış stratejisi oluşturmaktan öteye geçemiyor. Bir de, şirket ve yaptığınız işe dair kayıtların sık sık yedeklenmesi... 

 

4.     Talep Riski

Ekonomik koşullardan değişen trendlere kadar pek çok faktör yaptığınız işin çıktısı olan ürün veya servislere olan talebi etkiliyor. Ancak en kötüsü öngöremediğiniz ve aniden değişen talepler. Bu konuda Tedarik Zinciri İçerisinde Önemli Bir Adım: 4 Maddede Talep Yönetimi yazısında bahsettiğimiz talep yönetimi adımlarını uygulayarak riski minimize edebilirsiniz. 

 

5.     Operasyonel Riskler

Yapılan işin doğası gereği kullanılan cihazlarda bozulma, nakliye sırasında yol kapanması gibi çerçevesi son derece geniş olan operasyonel riskleri azaltmak adına alınabilecek önlemler kısıtlı. Cihazların bakımının yapılması, güvenilir nakliye firmalarıyla çalışmak gibi. Ancak bu riskler gerçekleştiğinde krizin doğru yönetilmesi zararı minimuma indiren en önemli faktörlerden. 

6.     Ekonomik Riskler

İş yaptığınız ülkelerdeki ekonomik  koşullar gerek talep artması veya azalması, gerek döviz kurlarında ve dolayısıyla hammede, ürün alımında yaşanan fiyat dalgalanmaları, gerek işçilik maliyetleri şeklinde pek çok alanda sizi ve işinizi etkileyecektir. Bu riskli minimize etmenin yolu ise ekonomiye hakim olmak ve gelişmelerin işinizi ne şekilde etkileyebileceğini öngörmekten geçiyor. 

7.     Takip / Kontrol Riskleri

Aslında yukarıda saydığımız risk faktörlerinin büyük çoğunluğu sık sık gerçekleşiyor. Ancak her gün binlerce firmanın iflas ettiğini veya bu tür olaylardan etkilendiğini görmüyoruz. Bunun en önemli sebebi ise tedarik zinciri içerisindeki riskleri sürekli takip ve kontrol ile doğru yönetmek diyebiliriz. Teslim edilen ürünlerin miktarını veya kalitesini kontrol etmemek, tedarikçi seçilirken yeterli araştırmayı yapmamak, müşterinin değişen beklentilerini takip etmeden ısrarla aynı ürünleri sunmak da takip ve kontrol açısından çok ciddi risklerden. 


8.     Marka Değeri, Güvenilirliği

Her ne kadar bir işi kitabına uygun, tam olarak doğru yapsanız da müşteriler veya tedarik zinciri içerisinde yer alan diğer firmalar tarafından “güven veren” olarak tanınmıyorsanız tedarik zinciri performansınızın bundan etkilenmemesi çok zor. Üstelik sizin marka değeri ve güvenilirliğiniz, tedarik zinciri içerisindeki partnerlerinizin güvenilirliğinden de etkileniyor. Dolayısıyla güven uyandırmayan bir imaj çizmeniz veya güven uyandırmayan üçüncü partilerle çalışmanız da yaptığınız işin sonucunda zarar doğurabilecek risklerden. 

Aslında özetle tedarik zinciri içerisindeki riskleri 8 maddede topladık ancak detaya indikçe bu riskler daha da çeşitlendirilebilir. Bütün risklere karşı önlem almak ise zaten imkansız. Önemli olansa, yapılan işin niteliğine ve bulunulan sektöre göre karşılaşılması en yüksek ihtimal olan risklere konsantre olarak minimize etmektir.


Bloglarımızdaki ürünler hakkında bilgi almak için bize yazın

Captcha